Katılım Reasüransı Nedir?

Reasürans, sigortacının üzerine aldığı rizikonun başka bir sigortacıya devredilmesi yani sigortacının sorumluluğunun sigortalanması olayıdır. 

Hem primde hem hasarda riskin paylaşımıdır. Bir başka tanım ise sigortacının taşıdığı rizikonun bir kısmını veya tamamını diğer bir sigortacıya veya reasüröre devretmesidir.

AAOIFI’nin 41 numaralı İslami Reasürans Standardı’na göre, İslami Reasüransın tanımı şöyledir: Sigorta şirketlerinin, belirli risklere maruz kalma ihtimali bulunan ve idareleri altında olan sigorta fonlarına vekâleten söz konusu risklerden doğan zararların bir kısmını telafi etmek üzere bir üst sigorta için anlaşmalarıdır. Bu işlem katılımcılardan bağış yükümlülüğü ilkesine dayalı olarak alınan sigorta katılım bedellerinin bir kısmının ödenmesiyle gerçekleşir. Böylece reasürans fonu oluşur. Bu fon tüzel kişiliğe sahiptir ve bağımsız mali bir zimmeti vardır. Bu fon sayesinde sigorta şirketinin sigortaladığı bazı risklerin gerçekleşmesinden doğan ve şirketin karşılaması gereken zararlar ödenir.

İslami Sigorta Şirketlerinin Geleneksel Reasürans Şirketleriyle Yapacakları Reasürans İşlemlerinde Uymaları Gereken Kurallar AAOIFI Standardı’na göre şu şekildedir:

  • İslami sigorta şirketi mümkün olan en üst düzeyde İslâmî reasürans şirketleriyle çalışmalıdır.
  • İslami sigorta şirketi, mülkiyeti geleneksel reasürans şirketine ait olan ve meydana gelecek riskler için ayrılan nakdî ihtiyatları faiz ödeme taahhüdüyle elinde tutamaz. Ancak İslami sigorta şirketi ile geleneksel reasürans şirketi, reasürans şirketinin hakkı olan ödemelerin bir bölümünün İslami sigorta şirketinde kalması ve mudârabe ya da yatırım vekâleti esasına göre işletilmesi konusunda anlaşabilirler. Bu durumda İslami sigorta şirketi mudârip ya da yatırım vekili olurken reasürans şirketi sermayedar olur. Kâr aralarındaki akde göre paylaşılır. Reasürans şirketinin kâr payı İslami şirketlerdeki hesabına aktarılır. İslami sigorta şirketinin sigorta hesabından bağımsız bir şahıs olarak yürüttüğü yatırım faaliyetlerine karşılık hak ettiği kâr payı ise yatırımcıların / şirket hissedarlarının hesabına ilave edilir.
  • İslami sigorta şirketi ile geleneksel reasürans şirketi arasındaki anlaşmaların süresi ihtiyaç kadar olmalıdır.
  • İslami sigorta şirketi, anlaşma yapmadan evvel danışma kurulunun onay ve kabulünü almalıdır.
  • Geleneksel reasürans şirketleriyle yapılan sözleşmelerin mümkün olan en alt düzeyde tutulması gerekir. Danışma kurulu bunu takiple mükelleftir.
  • Geleneksel Reasürans Şirketinin İslami Sigorta Şirketine Ödediği Komisyon ve Tazminatların Dini Hükmü: İslami sigorta şirketinin geleneksel reasürans şirketleri tarafından verilen sigorta tazminat bedellerini almasına engel bir dini delil yoktur.
  • İslami sigorta şirketi geleneksel reasürans şirketinin bakiye gelirden yapacağı kâr iadesi ödemelerini alamaz. Ancak geleneksel reasürans şirketine ödeyeceği katılım bedelinde indirim talep edebilir.

Tekafül şirketlerinin reasürans şirketleri ile çalışmasına İslam Hukukçuları Mecelle’nin 21’inci Maddesinde de ifade edilen “Ez-zarûretu tubihu’l mahzûrât” yani zaruret, haramı mubah kılar prensibi ile hareket ederek ihtiyaç nispetinde cevaz vermektedirler.

Tekafül şirketleri re-tekafül şirketlerinin karşılayamayacağı tutardaki riskleri yönetmek için geleneksel reasürans şirketlerinden yararlanabilir. Örneğin eğer re-Tekafül şirketi riskin maksimum yüzde 50’sini yeniden sigortalayabilecek güçte ise o zaman sadece diğer yüzde 50’lik kısım geleneksel reasürans şirketlerince reasüre edilebilir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir